top of page

Arkadaş ilişkilerine dair yaklaşım önerisi

  • Gözde ALPER
  • 13 Eyl 2023
  • 2 dakikada okunur

Diyelim çocuğunuz eve geldi ve hüngür hüngür ağlıyor “Okulda arkadaşım bana bebeksin, sen bizimle oynayamazsın dedi” diyor.


Ah! Gerçekten zor..


Çocuk için çok zor, ebeveyn için de çok zor. Gözünüzden sakındığınız çocuğunuzun zarar gördüğünü, üzgün hissettiğini görünce tüm o zorlayıcı anları uzaklaştırmak ve derhal iyi hissetmesini sağlamak isteyebilirsiniz… Cebinizdeki tüüüüm çözüm önerilerini sunmak isteyebilirsiniz… Eliniz, ayağınız birbirine dolaşabilir… Bunlar çok olağan.


Önce derin bir nefes… Ve kaygılı düşüncelere mola. Yetişkin olarak faydalı olabileceğiniz en anlamlı yol duymak, dinlemek, orada olmak.

Hemen konuşmak zorunda değilsiniz.


Bedenen kapsayıcı olduğunuza emin olun.

Düşünelim… Akranları ile zorlayıcı deneyim yaşamış bir çocuk nasıl hisseder? Hüzünlü? Utanmış? Güçsüz? Suçlu? Çaresiz? Belki birkaç tanesi birden?

Bunlar kolay duygular değil. Bu duyguların kaynağını birine aktarabilmek hiç kolay değil.

Bu duyguları deneyimleyen herkes anlaşılmaya, kapsanmaya, kabul edilmeye ihtiyaç duyar. Peki bunu nasıl hissettireceğiz?


Ebeveynlik içgüdülerinize, şefkatinize güvenin.

Çocuğunuz teşekkürü duymalı. Ne kadar zorlayıcı bir deneyimi sizinle paylaşabiliyor… “Bunlar çok kırıcı sözler… Bana bunu anlatıyor olman çok değerli…” O sırada dokunuyoruz belki, sarılıyoruz.. Tüm kapsayıcılığımızla “Bu gibi tüm deneyimlerini kucaklayabilirim, bana her zaman anlatabilirsin.” diyoruz.


Nasıl hissettiğini aynalıyoruz belki “Çok zor bir anmış senin için, çok üzgün görünüyorsun.”

Belki kendi anlatıyor “Çok kaba davrandı, beni çok kırdı” diyor. “Sana inanıyorum, hem de çok çok kırılmışsın” diyoruz. Temas devam ediyor.. Size de iyi geliyor.


Müdahale kaygımızı, çözüm önerilerimizi, süper kahramana dönüşüp tüm bu deneyimi silip süpürme isteğimizi attık çantaya. Gündemimiz halen hissedilenler, deneyimler. Bağ kurarak destek veriyoruz.


“Başka nasıl hissettin?” diye sorabiliriz. Konuyu kapatmıyoruz, anlattırıyoruz. Ayrıntı almak, o ana geri dönmek şifa gibi. O an yaşanırken yalnız hissetmişti, şimdi o anı konuşurken yalnız değil, biz de varız. İzin verdiği sürece detay dinliyoruz.

“Bu sözleri duyduğunda nerdeydiniz? Ne yapıyordunuz? Bana ayrıntılarıyla anlatabilirsin…”

“Keşke bir sihirli değneğim olsa, zamanı geri alsam… O an orada olsam, koşup sana sarılabilsem…”

“Biliyor musun senin yaşadığına benzer olayları neredeyse herkes deneyimliyor. Ve biliyor musun o an ne yapacağını bilmek, ne diyeceğini bilmek çooooook normal! Bu hepimiz için çok zor.”


O an donakaldıysa, ne diyeceğini bilemediyse bu tepkisini normalleştiriyoruz. Şunu yapsaydın, bunu deseydinlerle işimiz yok, onlar çantada eleştirel dilden arınmış halde, başa çıkma konusunda geliştirebileceği pratikler olarak duruyor. Biz halen duygudayız, deneyimdeyiz.


Anlaşıldığını hissediyor belki o an. “Evet hiçbir şey diyemedim.” diyor ya da “Bana neden öyle davrandı, ben ona hiçbir şey yapmamıştım?” diyor. Zor davranışların sebebini anlamaya ihtiyacı olabilir. “Bazen farklı ihtiyaçlarla kötü sözler söyleyen kişiler oluyor…Arkadaşının zorlandığı bir konu vardı belki… Söylediklerinin seninle hiçbir ilgisi yok. Sen yanlış bir şey yapmadın. Öfkelenmek çok normal ama kimseye zarar vererek rahatlayamayız.”


Regüle olduysa, soracağı, söyleyeceği yoksa konuşma orada bitebilir.


Bu konularda ne yapacağını konuşmanız gerektiğini düşünüyorsanız, “Bu zor anlarda neler yapabileceğine dair fikirlerim var, hazır hissettiğinde konuşabiliriz.” diyebilirsiniz, kapı açabilirsiniz. O unutursa, yeri geldiğinde siz hatırlatırsınız.


İşte o zaman söyleyebileceklerini, yapabileceklerini konuşmak, o anı canlandırmak, “her ne kadar bunları şu an düşünebiliyor olsan da zorlayıcı anlarda hatırlayamamak da çok normal” diyebilmek büyük güç olacaktır.

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page